Bu Melun.. ‘Nasıl Kaçtı’

Düşünebiliyor musunuz, Türk Ordusu bağrından çıktığı Türk Milleti’nin yaradılış destanının adıyla ‘Ergenekon’ denilerek yargılandı bu memlekette. Bu kumpasın da sakın ola kendiliğinden ortaya çıkmış olduğunu düşünmeyiniz.
Birlikte Türk Ordusuna kumpas kurdukları Zekeriya Öz ve şürekası, kendilerine de kumpas kurunca mecbur kaldılar davayı durdurmaya. Öyle ya, hem Zekeriya Öz ‘ajandır’ diyeceksin, hem bunlar Fetö diyeceksin, sonra kalkıp bu örgüt üzerinden Türk Ordusunu yargılamaya devam edeceksin!
Nasıl olacaktı ki bu?
Diyeceğim o ki, AKP iktidar olduğunda, terörü de teröristi de bitirecek gücümüz vardı, ama bu gücü kullanmak yerine bizi aldattılar. Bakınız aldanmadılar, bizi aldattılar. Yanılmadılar, bizi yanılttılar. Şimdi çıkıp ‘Millete verilecek bir hesabımız var ama, Rab’bim de milletim de bizi affetsin’ diyorlar ama ben affetmeyeceğim.
Ve bu savaş, Erdoğan Başbakan olduğu gün başladı. Yine ABD yine Irak, yine Barzani yine PKK, seçilmiş coğrafya, seçilmiş kişiler. Çıktılar bu kez ‘Türkiye artık Ortadoğu’da oyun kurucu güç’ oldu, dediler, ABD’ye tam destek verdiler, tıpkı Özal’ın vermiş olduğu gibi. Belki arada fark; Özal sınır ötesi harekata en azından izin veriyordu ama bu kez gelenler, Türk Ordusunun elini kolunu öylesine bağladı ki coğrafyasına hapsoldu. Bakmayın siz bugünkü Pençe Kilit operasyonuna, 2002-2019 yılları arasında Irak kuzeyine yapılmış -karadan- bir sınır ötesi operasyonu yoktur.
Dağlıca saldırıya uğradı, harekat yok.
Aktünün saldırıya uğradı, yine yok.
Çukurca’ya saldırıya geçtiler yine yok.
Hatırlayın Dağlıca taburumuzun kaç kez saldırıya uğradığını, Aktütün’e peş peşe kaç kez saldırı yapıldığını, bu süreçte köylerimize, korucularımıza, askerlerimize polislerimize teröristlerin kaç kez saldırdığını, verdiğimiz şehitleri hatırlayın. Türk Milleti adına Gazi Meclis’ten Terör örgütüne karşı harekat yetkisi hükümete verilmiş olmasına rağmen, bu siyasetin bir kez dahi yetki vermediğine dair bilgileri toplayın, dosyaya koyun ve şu an benim yaptığım gibi masaya yumruğunuzu vurun! Yetki vermediler, Harekata izin vermediler, kendi himaye edilmiş gören örgüt gelip gelip vurdu gitti. Bizi yaktılar.
Genelkurmay bunu da açıklıyor, dinleyiniz, yıl 2007;
‘İkinci Körfez Savaşı’ndan sonra Türkiye yine iki nedenle zararlı çıkmıştır. Bir; coğrafyasına hapsolmuştur. İki; PKK çok büyük bir serbestlik kazanmıştır ve çok miktarda silah ve malzeme, dağılan Irak ordusundan ele geçirilmiştir. Daha önceleri PKK ile mücadele içinde olan Kuzey Irak’taki Kürt gruplarından bir tanesi ki bir zamanlar KYB, PKK ile birlikte o Kürt grubuna saldırıyordu, şimdi doğal bir müttefik haline gelmiştir ve Kuzey Irak’ta çok büyük bir hareket serbestisine sahiptir. Eskiden katırlarla gittikleri yere şimdi taksilerle gidiyorlar. Buna ait görüntüler elimizde. Bu da ikinci Körfez harekatının Türkiye açısından olumsuz bir sonucu olmuştur.’
İşte, bu siyasetin ABD’ye verdiği bu desteğin, Türkiye’nin zararına olduğu ortada. PKK terör örgütünün Barzani’yle ittifak kurmuş olduğu ortada. Öyleyse nasıl oluyor da altı yıl sonra Diyarbakır’a gidip bu Barzani’yi kucaklayıp ‘biz kardeşiz mahşere kadar’ diyebiliyorsunuz?
Hadi diyelim Genelkurmay’ın bu uyarısını görmediniz duymadınız. Peki Barzani’ye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu Erbil’e gönderip, Kürdistan bayrağını neden selamladınız? Neden Kürdistan sözde şehitlerine saygı duruşunda bulundunuz, neden?
Erdal Sarızeybek
Araştırmacı Yazar