Güvenlik

Hudut.. ‘Haberler Peşe Peşe Geliyor’

Milli Savunma Bakanlığı, Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde, bölücü terör örgütü mensuplarının taciz ateşi sonucu 3 askerin şehit olduğunu, 2 askerin yaralandığını bildirdi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, taciz ateşinde, Piyade Teğmen Fatih Uğur Altınbaş (27), Uzman Çavuş Kemal Özek (26) ve Piyade Uzman Onbaşı Uğur Özdemir’in (30) şehit olduğunu, 2 askerin de yaralandığı belirtildi.

OPERASYON DEVAM EDİYOR

Yaralanan askerlerin derhal hastaneye sevk edildiği aktarılan açıklamada, bölgedeki operasyonların devam ettiği kaydedildi. Açıklamada, “Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda, hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır, yaralılarımıza da acil şifalar dileriz” ifadelerine yer verildi.

TERÖR NEDEN BİTMİYOR

Türkiye 1984’ten günümüze pkk terör örgütüne karşı mücadele veriyor, kahraman asker, polis ve korucularımızın bu mücadelesinde şehit haberleri de eksik olmuyor. İnsan aklı ister istemez soruyor, 1. Dünya harbi 4 yıl sürmüş, 2. Dünya harbi 6 yıl, nasıl oluyor da 40 yıldır bu terör bitmiyor.. 

Şimdi..

Türkiye’de ‘AKP, HDP, PKK’ üzerinden tartışmalara konu edilen ‘Kürt’ kimliğinin işin gerçeğinde bu siyasetle ne alakası var, yolda yürüyen sade bir vatandaş için anlaşılabilmesi gerçekten zor. Terör ve siyaset iç içe geçtiği için, bu siyasetinde küresel bağları olduğu için, sade düşünen bir akıl aralarındaki ayrımı yapmakta zorlanıyor.

Zaten terör üzerinden siyaset yapmak, işte böyle bir şey. Amaç, aklı karıştırmak, kendi yaptığınızı terör kılıfıyla gizleyip halkın gerçeği görmesini engellemek.

Hal böyle olunca, Kürt deyince akla HDP, HDP deyince akla PKK, PKK deyince de terör geliyor. Ama bu algıyı oluşturan bu siyasetin terörle arasındaki bağlar hiç düşünülmüyor. Hele ki işin düğüm noktası olan BOP çözülmek yerine, BOP’çu deyip magazinleştirilerek tıpkı Cübbeli Ahmet gibi, üstü örtülünce, insanlarımız ‘kimin kime, kimin neye’ hizmet ettiğini anlayabilmekte haklı olarak zorlanıyor. 

Asıl düğüm işte böyle gözlerden kaçırılıyor, -Türk Tarihi için ne ağır trajedidir ki- yerine bu kez Kürt kardeşlerimiz düğümleniyor, sanki bir sorunmuş gibi. Yanlış düğüm üzerinden çözüm arayıcıları da meydanı boş bulunca, bu siyaset çıkıyor karşımıza, çözüm adına aleyhimize olan ne varsa hepsini, hiçbir çekinge duymaksızın yapabiliyor. Çünkü işin perde arkasını örtüleyebiliyor.

Oysaki ‘Kürt’, Türk tarihinin hiçbir döneminde sorun olmamıştır.  Cumhuriyeti kuran Türkiye Halkı olarak Türk Milletinin öz üyesi olan Ermeniler de öyle, Rumlar da öyle. Hepimizin sorunları vardır ama, devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olan ve Anayasa’nın öngördüğü hak ve özgürlükler çerçevesinde hareket eden kardeşlerimizin hiçbirinin kökeni sorun olamaz.

 Bugün ‘Kürt Sorunu’ diyerek karşımıza Kürt kardeşlerimizin kimliğiyle çıkan zihniyetlerin meseleye bu bakış açısı kökten yanlış, tarihsel bir utançtır. Bir bütün olan Türk Milleti’nin öz bir parçası olarak kendini gören bir kimliğin, demokrasi ve insan hakları çerçevesinde kendini geliştirmek istemesi nasıl sorun olabilir ki.

Sorun, bu kimliklere siyasi anlam ve hedefler yüklenmek istenişinde yatıyor. Bu siyasi anlam ve hedefler küresel siyasetle bir araya geldiğinde, içimizle hiçbir  ilgisi olmayan ve çözümü sanki çok zor bir sorun gibi Türkiye’nin karşısına çıkarılıyor. Terör üzerinden siyaset yapmak dediğim işte budur. ABD emellerini gerçekleştirebilmek için terörü kullanıyor. İlginçtir, bu siyaset de tıpkısının aynısı yapıyor.

Bugün ülkeme baktığımda, enerjisinin büyük bir kısmını terörle mücadele üzerinden harcadığını görüyorum. Bu enerji içerisinde kaynak var, insan var, eğitim var, bizim bugün huzur içinde yaşayabilmemizi sağlayacak her şey var. Ama terörle mücadele deniliyor, kaynaklarımız elimizden gidiyor. Peki her şeyimizi harcıyoruz da ne oluyor?

Hiç.  Terör yine bitmiyor, terörist de bitmiyor. Hal böyle iken, yine çıkıyorlar karşımıza, millet fakrü zaruret içinde kıvranırken, tüm başarısızlıklarının gerekçesini de aslında olmayan bir terörle mücadeleye bağlayabiliyorlar. Halk çaresiz, Mehmetçik evladı. Bu siyaset çıkıp da ‘terör var, mücadele var, vatan tehlikede’ dediğinde boynunu büküp susuyor. Söyleyebilirim ki asıl sorun burada yatıyor.

Coğrafyasının en güçlü ordusuna sahip bir devlet, PKK ve FETÖ adıyla kodlanan bu terörü bitiremez mi? Bitirip de kaynaklarını toplumun refah ve huzuru için kullanamaz mı?

Elbette kullanır ama baştan beri izlediğimiz bu siyasetle, Türkiye’nin bunu yapabilmesi mümkün değil. Çünkü, bu siyaset terörün ardına gizlenerek yürüyor. Sizin gördüğünüz aslında can pahasına mücadele eden evlatlarımız. Asker, polis, korucu. Ama bu olması gereken mücadelenin çok küçük bir parçası.

 İşin en çok can yakanı, siyaset sorumluluğu üzerine almayınca, polisimizin askerimizin verdiği mücadeleyi de boşa çıkarıyor. Hal böyle olunca terör bitmiyor, terörist de bitmiyor. Bu böyle giderse biteceği de yok zaten. Buradan şunu anlıyoruz, terörü bitirmek bu siyasetin işin gelmiyor, çünkü buradan siyasi rant sağlıyor kendine, seçim kazanıyor.

Bakınız 2007’ye, Türk Ordusuna kumpas teröre karşı mücadele üzerine kurgulandığı için, ‘bu ordu terörist’ dediler, ‘biz terörle mücadele ediyoruz’ dediler, seçim kazandılar. Üstelik asıl gerçeği de gizleyebildiler. 

Bakınız 2015’e, önce masaya oturdular, baktılar ki oylar gidiyor, ‘terörist bunlar’ dediler, terörle mücadele adına operasyon başlattılar, seçim kazandılar. Üstelik bir algı operasyonuyla başlatılan seçim manipülasyonunu da terör diyerek gizleyebildiler.

Buna FETÖ koduyla yapılan operasyonları eklediğinizde, bu siyaset bir yanda ülkenin ekonomik ve insan kaynaklarını tüketirken, öte yanda terör üzerinden yaptığı manevralarla muhalefeti baskı altına alabiliyor, seçim sonuçlarını etkileyebiliyor.

Çözüm diyorsanız eğer, her şeyden önce bu siyasete -sanki meydan boşmuş gibi- hareket serbestîsi sağlayan araçların elinden alınması lazım. Siyaset terörle mücadele sorumluğunu, kahramanca mücadele asker ve polisin omuzundan alıp artık kendi omuzuna yüklemesi lazım.

Yapılamaz mı?

Erdal Sarızeybek Araştırmacı Yazar/Kod 2023 Son Tezgah(2022

Erdal SARIZEYBEK

Emekli Albay, araştırmacı yazar. Terör ve siyaset üzerine yayımlanmış 16 eseri bulunmaktadır.
Başa dön tuşu