
İYİ Parti lideri Meral Akşener hakkında 7 yıldır süren FETÖ davasında savcılık takipsizlik kararı verdi. Kararı, İsmail Saymaz Sözcü Tv ekranlarında duyurdu. Savcılığın takipsizlik kararını SÖZCÜ TV ekranlarında paylaşan Sözcü yazarı İsmail Saymaz, şu ifadeleri kullandı;
‘7 YIL SORUŞTURMA’
*Bu bir hukuki belge değil bu bir siyasi skandalın kanıtı. Türkiye’de en önemli muhalefet liderlerinden biri, dönem dönem ve yakın zamanda da Sayın Devlet Bahçeli’nin ve Cumhurbaşkanının birden çok kez ‘Gel Millet’ten ayrıl Cumhur İttifakı’na geç’ diye davet ettiği muhalefet lideri Meral Akşener, eski İçişleri Bakanı tam 7 yıl boyunca FETÖ üyeliği iddiasıyla soruşturulmuş.”
‘GİZLİ TANIK VAR’
*Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan. Bu soruşturma elimdeki takipsizlik kararına göre 2016 yılında başlamış. Yani muhtemelen 15 Temmuz’dan sonra. 15 Temmuz’dan yaklaşık 19 gün sonra. 4 Ağustos 2016’dan sonra Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’nda yağmur adlı bir gizli tanığın ifadesi üzerine soruşturma başlatılıyor”.
Haber bu..
İfade dahi alınmadan yedi yıl soruşturma, üstelik gizli tanık beyanı üzerinden, nasıl oluyor bu iş Türkiye’nin hukuk sisteminde? Anlatalım..
UCU AÇIK SORUŞTURMALAR
Ülkede bir yanda soruşturma öte yanda yargılamalar at başı sürüyor… Bu siyasetin elinde şu anda üç tane ucu açık ana soruşturma var. Ucu açık soruşturma demek, hiç bitmeyen demektir. Biz buna çuval diyoruz. Terörle mücadele görüntüsü altında açılmış, hiç kapanmayan üç çuval.
Bu siyaset, ülkemizdeki ceza adalet sistemini manipüle ederek hedef seçtiği her kurum kuruluş ve kişileri bu çuvala atabiliyor. Bu çuval, örgüt denilerek açılmış olan davalardır; kod Ergenekon, PKK ve FETÖ. İlki kumpas olduğu halde ama -ne acıdır ki- yargı süreci hala devam ediyor, yani ucu açık.
BAŞBUĞ HALA YARGILANIYOR
Düşünebiliyor musunuz İlker Başbuğ hala yargılanıyor. Başbuğ yargılanıyor demek, bu siyasetin dilediği anda eski dosyaları açarak, Türk Ordusunu yeniden hedefe koyabileceği anlamına geliyor.
Bu siyasete manipülasyon yeteneği kazandıran asıl iki terör örgütü, PKK ve FETÖ’dür. Bu iki çuvalın biri İmralı’da yatan örgüt başı yakalandığında açılmıştır. Diğeri ise 17/25 Aralık operasyonu üzerinden bu siyaset örgüt tarafından tezgaha getirildiğinde.
KOY ÇUVALA
Ancak çuvalların ağzı hep açık bırakıldığından, bugün artık kimin ya da kimlerin bu çuvala atılabileceğini düşünmek dahi insan yüreğine sıkıntı veriyor. Memlekette artık kim Fetöcü, kim Pkklı anlayabilene aşkolsun! İşte bu durum, bu siyasete her seçim öncesinde manevra alanı açıyor. Hedef seçilen her kim olursa olsun, yaz bir ihbar mektubu, postaya atmana da gerek yok, internetten bu siyasete gönder, artık neci olursunuz, ne çıkarsa bahtınıza! Bu iş böyle nereye kadar gider?
Hukuk hukuk diyorlar, Bakınız ceza hukukuna, hiç bitmeyen bir soruşturma, sonu gelmeyen bir dava olmaz. Kaç yıl geçti aradan, bu işin gizlisi saklısı kalmadı ki artık. Bu PKK belli, kaynakları, yerleri, yöneticileri, kasaları, siyasi ayağı, dış destekleri belli. Baksanıza Erdoğan dahi biliyor, Şemdinli’de gidip gördü, yerlerini biliyor. Kimlerin binlerce tır dolusu silah cephane sevkıyatı yaptığını da biliyor.
Açın örgüte karşı bir çatı dava, koyun hepsini içine. Sonra bakın bakalım bu örgütün peşinden kaç kişi gidecek! Kaç kişi parti kurup da siyasi ayak olmaya cüret edebilecek, bir görelim.
ÇATI DAVA AÇILSA KIYAMET Mİ KOPAR
Öte yanda FETÖ de belli. Cemaat diyerek masum halkı bu çuvala çeken imamlar belli. Işık evleri üzerinden çocuklarımızı devşirenler de belli. Finansı, medyası, siyasetçisi de belli. Açın bir çatı dava, hepsini koyun içine, sonra bir bakın bakalım bir daha bu ülkede bir daha FETÖ olur mu! Bir daha bu millet, bu siyasetin eliyle kurulması olası tuzaklara düşer mi!
Bu çatı davayı açamaz mıyız..
Erdal Sarızeybek
Araştırmacı Yazar