Magen David.. ‘Davut Yıldızı Nedir’

Yeni İsrailoğullarını anlayabilmek ve Nil-Fırat stratejisi açığa çıkarabilmek için kurulan bu yeni devletin sembollerine de bakmalıdır.
İsrail devleti 1948’de kuruldu ve ulusal bayrağındaki sembol Davut Yıldızı’dır.
İsrail resmi kaynağında bu yıldız, ‘İsrail Devletinin bayrağı, ortasında mavi bir Davut Kalkanı (Magen David) ile, Yahudi dua atkısının (tallit) örneğine dayanır’ şeklinde ifade edilmiştir.
Davut, Yahudi tarihinde Büyük İsrail Krallığı’nı kuran ve tarihte ilk kez Kudüs’ü merkez ve başkent yapan kişidir. Kral Davut’un İsrail’i, Yahudilerin yeryüzünde kurmuş olduğu tek, en büyük ve en güçlü krallıktır.
Ayrıca Davut, Filistinlilere karşı geçmişte yapılmış olan savaşların galibiyet sembolüdür; Filistinli dev Golyat’ı sapan taşı ile yenerek gücünü göstermiş ve elinden ünlü kalkanını alarak İsrail’in koruyucu sembolü haline getirmiştir.
Dolayısıyla İsrail’in, Davut Yıldızı’nı ulusal bayrağının sembolü yaparak dünyaya vermek istediği mesajı açıktır; bu krallığı yeniden kurmak ve Filistinlileri yok etmek.
Peki ya İsrail devletinin sembolünün ne olduğunu hiç düşündünüz mü?
Menora, evet, Yedi Kollu Şamdan.
İsrail resmi kaynakları bu sembolü, ‘İsrail Devletinin resmi amblemi bir şamdan (Menora)’dır. Bunun şeklinin, antik çağdan bu yana bilinen bir bitki olan, yedi dallı Moriah’tan türediği söylenir. Her iki yandaki zeytin dalları İsrail’in barış özlemini temsil eder.’ şeklinde açıklamaktadır.
Menora kutsal ışıktır ve bu kutsal ışığın İsrail’in Tanrı Krallığına giden yolunu aydınlatacağına inanıldığı göz önüne alınırsa eğer, yanındaki barışı temsil eden zeytin dallarının bir işe yaramayacağı oldukça açıktır.
Peki ya yeni İsrail’in milli marşına ne demeli, bir dinleyiniz:
- “Kalbinin derinliğinde, bir Yahudinin gönlü hasret çektikçe ve bir göz Doğuya doğru, Sion’a doğru baktıkça, ümidimiz henüz kayıp değildir, kendi toprağımızda, Sion ve Kudüs’ün toprağında özgür bir halk olmanın iki bin yıllık ümidi”.
Siyon, kutsal kitap Tanah/Tevrat’ta geçen Nil’den Fırat’a kadar uzanan coğrafyadır.
Kudüs bu coğrafyanın başkentidir.
Kudüs merkezli Mil-Fırat’ta kurulacak hakimiyet İsrailoğulları’nın, ister eski, ister yeni iki bin yıllık bir ümittir, Davut zamanındaki Büyük İsrail Krallığı’nı yeniden kurma ümidi. Bu ümit içerisinde Roma işgalinde yıkılan Süleyman Mabedi/ Kutsal Tapınak’ın 3. kez yapılması da var.
Bu bir milli marştır, dolayısıyla İsrail devleti var oldukça bu ümit de hep var olacak, anlamındadır.
Belki, her şey açık ve gözlerimizin önünde ancak biz görmek istemiyoruz gibi. Her yol Siyon’a ve Siyon üzerinden Kudüs’e çıkıyor. Dolayısıyla İsrail’in Orta Doğu coğrafyasında ne yapmak istediğini araştırırken, ısrarla vurgulamaya çalıştığımız gibi, belirlemiş olduğu ulusal ve kutsal semboller mutlaka dikkate alınmalıdır.
İsrail Ordusu’nun temel savaş doktrini de, izlediği siyasetine paralel olarak saldırı prensibine dayanmaktadır ve bu husus İsrail resmi kaynaklarında da belirtilmektedir, şöyle ki[1]:
‘Başarılı olmasını sağlamak için, İSK’nin[2] stratejik düzeyde doktrini savunmaya dayanır, taktikleri ise saldırıya yöneliktir. Ülkenin arazi derinliğine sahip olmadığı dikkate alınırsa, İSK gerekli olduğunda hareket önceliğini almak ve saldırıya uğradığı takdirde muharebeyi süratle düşmanın arazisine taşımak zorundadır.
Asker sayısı bakımından her zaman düşmanlarının gerisinde olduğu halde, İSK ileri silah sistemleri konuşlandırmak yoluyla bir kalite avantajını sürdürmektedir. Bu sistemlerin birçoğu ülkenin kendi özel ihtiyaçlarına göre İsrail’de geliştirilmiş ve üretilmiştir.’
Bu noktaya kadar yapılan tespitler, 1948’de kurulan yeni İsrail Devleti için eski İsrailoğulları’nın kutsalları, tarihi, inançları, amaçları, hedefleri ve kutsala ulaşmak için izleyeceği siyasetin bire bir aynı olduğunu işaret ediyor…
Dolayısıyla Ortadoğu’da bugün yaşanılan savaşlar bir günde bitecek değil, Türkiye uzun vadeli savaşları göğüsleyebilecek bir siyasi tavır sergilemelidir.
[1] İsrail Enformasyon Merkezi, İsrail Hakkında Gerçekler yayını, s. 89.
[2] İSK: İsrail Savunma Kuvvetleri.