Video

Bugün 24 Temmuz.. ‘Kim Ne Diyor’

Hala Lozan mı Sevr mi diyenler varsa eğer..

Yıl 1920.. Konumuz açısından diğer maddeler üzerinde durmaksızın, Avrupa’nın Sevr ile gündemine aldığı Ermenistan ve Kürdistan dosyalarının Lozan’daki açılımına bir bakalım… Gazi Mustafa Kemal Paşa şöyle diyor:

‘10 Ağustos 1920 tarihli Sevr’de alınan karar şuydu: Fırat’ın doğusunda ve Ermenistan, Irak, Suriye arasında kalan bölge için İtilaf Devletleri temsilcilerinden kurulacak bir komisyon özerk bir yönetim şekli hazırlayacaktı. Antlaşmanın imzalanmasından bir yıl sonra bu bölgenin Kürt halkı Birleşmiş Milletler Cemiyeti Meclisi’ne başvurarak Kürtler’in çoğunluğunun Türkiye’den ayrı bağımsız bir devlet kurmak istediklerini ispat ederse, ve Meclis de bunu kabul ederse, Türkiye bu bölgedeki her türlü haklarından vazgeçecekti. 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan’da, Ermenistan gündeme getirilmediği gibi, Kürdistan dosyası söz konusu dahi ettirilmemiştir.’

Yine bu noktada, Sevr ile Lozan’ı hiç karşılaştırmaksızın Mustafa Kemal Atatürk’ün Lozan hakkındaki düşüncelerini dikkatle okuyalım: ‘Saygıdeğer efendiler, Lozan Barış Antlaşması’ndaki hükümleri öteki barış teklifleriyle daha fazla karşılaştırmanın yersiz olduğu düşüncesindeyim. Bu antlaşma(Lozan), Türk Milleti’ne karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış Büyük Suikast’ın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş siyasi bir zaferdir.’

Burada Mustafa Kemal’in ‘Türk Milleti’ne karşı yüzyıllardır hazırlanmış Büyük Suikast’ ifadesinin altını çizmek gerekmektedir. Buradan anladığımız Malazgirt’tir; Malazgirt sonrası Türk yurdu ve ulusuna karşı başlatılmış olan Haçlı seferleridir; II. Viyana kuşatmasından 1922 Sakarya’ya kadar geri çekiliştir ve nihayetinde Başkomutanlık Meydan Savaşı’yla sonuçsuz bırakılmış olan suikasttır.

Ancak Ermeni ve Kürt Dosyaları Lozan’da rafa kaldırılmış, Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte, Musul öne çıkarılarak bu suikast dosyası yeniden açılacak, hele ki İkinci Dünya Harbi sonrasında bu suikastın tertipçileri çok farklı kimlikler altında; tekkeler, cemiyetler, siyasi, partiler, bürokratlar, akademisyenler, medya ve iş dünyası, kısacası akla hayale gelebilen her görüntü altında yeniden karşımıza çıkacaktır. Türkiye için de asıl tehlike bu olacak çünkü suikast tertipçileri ve tetikçiler karşımızda değil, içimizde ve yönetici güç olarak kendini gösterecektir…

Bugün…

Bugüne yüzyıl önceki Sevr işgal projesi üzerinden bakıldığında, Doğu Anadolu’da bir büyük Ermenistan, Güney Doğu Anadolu’da bir küçük Kürdistan üzerinden Anadolu’nun Asya’daki Türk Devletleriyle arasındaki bağın kesilmek istendiği, böyle Anadolu’daki Türk varlığın yalnızlaştırılarak kuşatılmaya çalışıldığı açıktır. Bugün bakın şimdi BOP ‘Büyük Ortadoğu’ haritasına, tıpkısının aynısı olduğu görülecektir. Yani BOP, Sevr’in 21. Yüzyıl versiyonudur. Alın şimdi bunu koyun günlük siyasetteki yerine..

2023 seçimleri, Türk Milleti ile bir hesaplaşma olarak görülüyor ve bu bir yüz yıllık dava diyorlarsa eğer, bu Lozan’ın rövanşı demektir.

1453 Kod ise, Konstantinopolis’in fethi bir hesaplaşmaysa eğer, bu İstanbul’un rövanşı demektir. 1071 Kod ise, Malazgirt’in rövanşıysa eğer, Türk Ordusuna yenilmiş Bizans’ın tarihini bu siyaset eliyle yeniden yazmaya yönelik bir hesaplaşma olacaktır. Bu, Türk tarihine Sevr ile yazılmış, yüzyıllardır süregelen bir savaşın rövanşı maksadıyla, günümüz siyasetinin eliyle yeniden karşımıza çıkarılan son tezgahtır.

Bu tezgah bozulmalıdır… Bu sinsi tezgahı, Atatürk’ün önderliğinde yıkmayı bilmiş olan Türk Milleti, bugün aklı hür, vicdanı hür, irfanı hür gençliğinin akıl gücüyle yine bozmasını bilecektir.

Türk Milleti, bu siyaseti değiştirmelidir. 

Huzurlu ve güvenli bir ülke, çocuklarımıza huzur ve güvenli bir gelecek peşinde uzun yıllardır çabalayan Türk Milleti, Anayasa’dan aldığı güçle, demokratik hak ve özgürlüklerini kullanarak, günü geldiğinde halayla, horanla, şarkılarla türkülerle sandığa giderek bu siyaseti değiştirmesini de bilecektir.

Güç bilgidedir.

Korku, bugüne bakıp yarını göremeyenedir.

Çocuklarımız için yazdım, gerçeği bilsinler diye…

Erdal Sarızeybek, Haziran 2022, Ankara

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu