Video

Devlet Yönetimine Bari Bir Faydam Dokunsun..

O Gece neler yaşadım. O gece dediğim 15 Temmuz 2016 yani 7 yıl öncesi.. Bahçeli’de eşimle birlikte bir kafeye gitmiş, alçaktan uçan jetlerin ses patlamalarıyla yaratılan endişe ortamında, etrafımızdaki herkes gibi ‘neler oluyor’ diyerek evimize geri dönmüştük.

Balkona çıktım, mahalle sessiz, ışıklar zayıf, evimiz caminin yanı başında, sokağa çıkma çağrıları yapılıyor, bir yanda ses patlamaları devam ediyor, onca tecrübeye rağmen bomba mı atılıyor yoksa alçaktan uçan jetlerin gürültüsü mü, anlayamadım.

Sonradan bazı emekli asker ve güvenlik uzmanlarının sokaktaki askeri tanklara çıktığını, askerleri durdurmaya çalıştığını öğrendiğimde, düşünüyorum şimdi.. bizim mahallede asker yoktu, tank da yoktu, hiç kimse yoktu yani o anda yapılabilecek bir şey de yoktu. Efendim Kızılay’a gideydiniz bari, diyebilirsiniz ama nereye gidecek kime ne diyeceksiniz çünkü ne olup bittiğini bilen yoktu ki.. tam bir kaos, tam bir karmaşa..

Bir an için düşündüm, Şemdinli aklıma geldi, karakol baskınları.. düşündüm o baskınlara karşı ne yaptığımı.. karakolun bulunduğu yerdeki köylülerin halini düşündüm. İlk aklıma gelen güvenlik oldu, halkın can güvenliği.. o düşünceyle sosyal medyada paylaştım ‘sokağa çıkmayın, biz bir devletiz, devletimiz bu vakayı çözer’ dedim. Bugün -Allah göstermesin- böylesi bir vaka ile karşı karşıya gelmiş olsam, ilk yapacağım işi güvenliği, halkın, masum insanların can güvenliğini sağlayabilmek olurdu ve aynı paylaşımı yapardım.

Niye mi?

Bir devletin ilk görevi halkın mal ve can güvenliğini sağlamaktır. Böylesi ağır bir durumda ilk yapılması gereken de halkın sokağa çıkarak açık hedef olmasını önlemek olmalıdır. Bakınız beğenmediğimiz ABD bile Trump Vakasında ilk yaptığı iş sokağa çıkma yasağı ilan etmek oldu. Böylece saldırganlar açığa çıkarılıp enterne edildi, sonra gözaltılar başladı. Ne yapmış oldu bu ABD, önce halkının güvneliğini sağlama almış oldu. Ardından açık hedef konumuna düşen saldırganları birer birer avladı ve yargıladı.

Ama o gece biz öyle yapmadık.. sokağa çıkma yasağı ilan etmedik, sıkıyönetim ilan etmedik ama en önemlisi Anayasa’da var olan savaş hali hükmünü dikkate alıp Başkomutan sıfatıyla ordunun yönetimine de el koymadık. Sonuç 252 canımız gitti binlerce yaralı..

Bu ne demektir biliyor musunuz?

Bu Devlet Güvenlik Çarkı’nın o gece işlemediğini gösterir. Bu aynı zamanda bir devlet için çok ağır bir güvenlik zaafıdır. En başta, bu hain terör örgütü Fetö’nün devlet kadrolarına hem de yönetici kadrolarına sızmasına zamanında engel olunamamıştır. Bu çok ağır bir güvenlik açığıdır. O gece, önceden haber alınıp hain kalkışmanın gerçekleşmesine de engel olunamamıştır. Kalkışma başlayınca, Anayasal yetkiler sorumlu makamlarca kullanılmamıştır. Bu da çok ağır bir yönetim zaafıdır.

Gelelim bu güne..

Bugün yargılanan darbecilerdir, FETÖ değil.. Bugün yargılanan FETÖ’yle bağlantılı kişilerdir, örgüt değil.. Yargı makamları, darbecileri yargılamış, örgütle bağlantılı olanları yargılamış ama FETÖ terör örgütünü henüz yargılamamıştır. Örgüt hakkında açılmış bir çatı dava yoktur. PKK terör örgütü hakkında da açılmış bir çatı dava yoktur. Yargılananlar örgütle bağlantılı olanlar, bireysel suç işleyenler, örgüt adına hareket edenler ama örgüt yok! Örnek vereyim..

Türk Ordusu aleyhine terör örgütü davası açılmadı mı? Açıldı.. Adına çatı dava deyip askerler ve aydınlar hatta siyasiler Silivri’de yargılanmadı mı? Yargılandı.. Geçmiş işlendiği iddia edilen tüm suçlar bu çatı dava içerisinde görülmedi mi? Görüldü.. İşte demek istediğim bu; açın bir çatı dava, darbecileri ayrı ayrı mahkemelerde değil, suçun çıkış yeri Ankara olduğu için Ankara’da bir mahkeme kurun, önce darbecileri yargılayıp şu hain örgütü açığa çıkarın. Asker sivil ayrı ayrı yargılama değil, örgütle bağlantılı sivilleri de koyun bu dava içine, hepsini birden ve birbiriyle bağlantılı olarak yargılayın ki örgüt açığa çıksın, yargılanan kişiler değil örgüt başı ve yöneticileri olsun.

Bir örnek daha vereyim ki ne demek istediği apaçık ortaya çıksın.. Süleyman Soylu, darbenin arkasında ABD var demedi mi, dedi.. Aynı Soylu darbenin finansmanını sağladığı için BAE’yi itham etmedi mi, etti.. Peki bakın bakalım şu FETÖ davalarına, içinde ABD’nin ve BAE’nin yargılandığı bir duruşma var mı?. Bu ne demek biliyor musunuz, biz darbeyi finanse edenleri de bilmiyoruz, bu finansmanın nasıl kullanıldığını da bilmiyoruz demektir. Biz ABD’nin bu kalkışmanın neresinde olduğunu da bilmiyoruz demektir. Çünkü buna karar verecek olan bağımsız yargıdır, bu sayılanlar yargılanmadığına göre biz bu konuda hiçbir şey bilmiyoruz demektir.

Ne yapmalı?

FETÖ çatı davası açın, yer Ankara, tek yetkili mahkeme, asker sivil darbeyle bağlantılı hepsi içinde, BAE içinde ABD içinde, açın çatı davayı, yargı bu işi çözer. Çözerse ne olur, biz örgütü de görürüz, yönetenlerini de görürüz, ayaklarını da görürüz, öylesine ağır ve hak ettikleri cezaları alırlar ki, bir daha hiç kimse böylesi hain bir darbeye kalkışamaz!

Tıpkısının aynısını PKK terör örgütü için de yapın. Örgütü yargılayın, mahkum edin ki zaten kanıt çok, aldığınız kararı iç hukuk yollarından geçirin, ardından dünyaya ilan edin. Bakın bakalım o zaman, AB ülkeleri şimdi verdiği desteği verebilecek mi.. Bakın bakalım İsviçre şimdi yaptığı gibi PKK terör örgütünün kasalarını barındırabilecek mi..

Bu gece şöyle bir faydamız olsun yöneticilere, yargıya, güvenlik makamlarına.. Açık açık yazdım, hukuki ve yasal gerekçeleri sıraladım, açın şu çatı davaları da millet huzur bulsun, güven içinde uyusun.

Erdal Sarızeybek

Araştırmacı yazar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu