Gazze.. ‘Ağır Tezgah’

İsrail Gazze’yi ablukaya aldı, vuruyor ama dünya sessiz.
Aynı İsrail hastaneleri de vuruyor ve bu dünya yine sessiz.
Özelikle Hıristiyan ve Musevi aleminin bu ağır katliama karşı ses çıkarması lazım ama yok.
Neden?
Anlatalım..
1980-1988 yılları arasında İran ile Irak’ı savaştırdılar…
Çünkü Tevrat öyle söylüyordu;
‘Amots oğlu Yeşaya’nın Babil’le ilgili bildirisi: Feryat edin! Tanrı diyor ki, Kötülüğünden ötürü dünyayı, suçlarından ötürü kötüleri cezalandıracağım. Gümüşe değer vermeyen, altını sevmeyen Medleri onlara karşı harekete geçireceğim”.
Medler İran, Babil ise Irak’tır…
Bugün Irak-İran savaşında ağır can kaybı yanı sıra her iki ülke halkları kaynaklarını kaybettiler.
İsteseydi bu dünya 8 yıl süren bu savaşı durdurabilirdi ama durdurmadılar.
Peki ya Irak?
1 ve 2’nci Körfez savaşlarıyla Irak’ı yakıp yıktılar, bir milyonu aşkın insanı öldürdüler, Bağdat’ta taş üstünde taş bırakmadılar, kadınlara tecavüz ettiler…
Çünkü Tevrat öyle söylüyordu;
‘Ben Tanrı, Sodom ve Gomora’yı nasıl yerle bir ettimse, Kildanilerin yüce gururu, Krallıkların en güzeli olan Babil’i de yerle bir edeceğim… Babil’i baykuş yuvasına, bataklığa çevirecek, yıkım süpürgesiyle süpüreceğim’
…Tanrı bir orduyu savaşa hazırlıyor. Öfkesinin araçlarıyla uzak bir ülkeden, dünyanın öbür ucundan bütün ülkeyi yerle bir etmek üzere geliyor.
Feryat edin! Tanrı diyor ki… Gazaba geldiğim, öfkemin alevlendiği gün gökleri titreteceğim, yer yerinden oynayacak. Herkes kovalanan ceylan gibi, çobansız koyunlar gibi halkına dönecek, ülkesine kaçacak. Yakalananın bedeni delik deşik edilecek, ele geçen kılıçtan geçirilecek. Yavruları gözleri önünde parçalanacak, Evleri yağmalanacak, Kadınlarının ırzına geçilecek”.
Ortadoğu’ya bakıldığında, dünyanın öbür ucundan gelen ordu ABD ordusu gibi, tecavüz edilen kadınlar da Babilli yani Iraklı gibi…
Ve bugün Irak’ta 1.5 milyon insan hayatını kaybetti, üç milyon insan göç etti ama bu dünya yine kılını kıpırdatmadı.
Neden?
İşin içine Suriye’yi de kattılar, Şam içinde taş üstünde taş bırakmadılar, yüz binlerce insanı öldürdüler…
Çünkü Tevrat öyle diyordu;
‘Şam’la ilgili bildiri: İşte Şam kent olmaktan çıkacak, Enkaz yığınına dönecek. Aroer kentleri terk edilecek, hayvan sürüleri orada yatacak, onları ürküten olmayacak. Efrayim’de surlu kent kalmayacak, Şam’ın egemenliği yok olacak. Sağ kalan Aramlıların onuru İsrail’in onuru gibi kırılacak…
Eyvah, çok sayıda ulus kükrüyor, azgın deniz gibi gürlüyorlar. Halklar güçlü sular gibi çağlıyor. Halklar kabaran sular gibi çağlayabilir, Ama Tanrı onları azarlayınca uzaklara kaçacaklar. Rüzgarın önünde dağdaki saman ufağı gibi, Kasırganın önünde diken yumağı gibi savrulacaklar. Akşam dehşet saçıyorlardı, sabah olmadan yok olup gittiler. Bizi yağmalayanların, bizi soyanların sonu budur.’
Şam’da hala taş üstünde taş kalmıyor gibi…
Bugün Suriye’de 650 bin insan hayatını kaybetti, milyonlarca insan göçe maruz bırakıldı ve bu dünya yine ses çıkarmadı hala da çıkarmıyor.
Bunların hiç biri yetmedi, Mısır’ı da işin içine çektiler; ‘Arap Baharı’ deyip kardeşi kardeşe kırdılar, yüz binlerce insan hayatından oldu…
Çünkü Tevrat öyle diyordu;
‘İşte Tanrı hızla yol alan buluta binmiş Mısır’a geliyor! Mısır putları O’nun önünde titriyor, Mısırlıların yüreği hopluyor. Tanrı diyor ki, Mısırlıları Mısırlılara karşı ayaklandıracağım;
Kardeş kardeşe, komşu komşuya, kent kente, Ülke ülkeye karşı savaşacak. Mısırlıların cesareti tükenecek, Tasarılarını boşa çıkaracağım. Yardım için putlara, ölülerin ruhlarına, Medyumlarla ruh çağıranlara danışacaklar. Mısırlıları acımasız bir efendiye teslim edeceğim, Katı yürekli bir kral onlara egemen olacak.’
Buradaki Mısır, Tahrir meydanında birbirini kıranlar Mısırlılardır…
Ve Mısır’da kesin sayısını bilmediğimiz çok ağır bir can kaybı yaşandığına hiç şüphe yok ve dünyanın buna da sessiz kaldığını herkes biliyor.
Büyük İsrail neresi biliyor musunuz; Nil’den Fırat’a vaat edilmiş topraklar…
Çünkü yine Tevrat öyle diyor;
‘O gün Mısır’la Asur arasında bir yol olacak. Asurlu Mısır’a, Mısırlı Asur’a gidip gelecek. Mısırlılarla Asurlular birlikte tapınacaklar. O gün Mısır ve Asur’un yanı sıra İsrail üçüncü ülke olacak. Dünya bu üçü sayesinde kutsanacak. Tanrı, ‘Halkım Mısır, ellerimin işi Asur ve mirasım İsrail kutsansın’ diyerek dünyayı kutsayacak.’
Mısır bildiğimiz Firavunlar diyarı Mısır…
Asur bildiğimiz Irak yani Nil’den Fırat’a vaat edilmiş topraklar..
Şimdi dünya neden sessiz ona bakalım..
Akademik dilde teo-strateji insanların inanç biçimleri üzerinde oynayarak bunu askeri, ekonomik, siyasi güce dönüştürme sanatı olarak tanımlanıyor.
Yani din ve inançların manipüle edilerek güç elde etmek.
Ortadoğu’daki hala devam etmekte olan savaşların çok önceden planlandığını biliyor. İlk plan Yahudi Oded Yinon’un 1980’ler İsrail için satrateji adlı planı ki Dünya Siyonist Dergisinde yayımlandı bu plan.
Oded Yınon Planı, 1991 Körfez savaşında Amerika’nın silahlı güçlerini Ortadoğu’ya indirmesiyle projelendirildi, adı BOP(Büyük Ortadoğu Projesi) oldu ve bu proje hala işletiliyor.
Şimdi..
BOP projesi Tevrat ayetlerine göre planlanmış. Bakınız Babil bildirisine, bakınız Şam ayetine ve Mısır ayetine.
Bugün ABD bu ayetlerde yer alan Babil/Irak’ı yakıp yıkıyor, Şam’da taş üstünde taş bırakmıyor, Tahrir meydanında kardeşi kardeşe kırdırıyor ve tüm savaş biçimi tıpkı Tevrat ayetlerinde yazılı olduğunu gibi yapılıyor.
Yani?
ABD dünyadaki Hristiyan ve Musevi alemine teo-stratejik manipülasyon yaparak bu inanç dünyasının desteğini sağlıyor, bu nedenle herkes sessiz çünkü Tevrat’ın dediği yapılmış gibi düşünülüyor.
Her ne kadar Müslüman alemi Tevrat ayetleri tahrif edilmiş diye düşünse de, onlar böyle düşünmüyor ve buna inanıyor.
Ya İsrail?
İsrail Filistin’i parçaladı, Gazze’yi yakıp yıkıyor ona karşı da kimse ses çıkarmıyor. Çünkü Tevrat ayetleri İsrail-Filistin savaşlarıyla dolu ve hepsinde İsrailoğullarının Tanrı’nın eliyle Filistinlileri öldürmüş olduğu anlatılıyor.
Yani?
İsrail kendi halkına da teo-stratejik oyun oynayıp yaptığı katliamları Tanrı’nın emri olarak gösterebiliyor.
İşte İsrail’in güvenliği ve enerji kaynakları konusu bir yana, bu nedenle inanç dünyası sessiz.
Peki ya Türkiye?
Türkiye’de siyaset ABD’ye verdiği destekle, 1991 ve 2003 Körfez Savaşları ile 2011 Suriye krizinde aldığı karar ve yaptığı uygulamalarla Tevrat’ın kehanetlerine hizmet etmiş olduğu görülüyor, belki bilerek belki de hiç bilmeden…
Kitap:
Büyük Suikast/Kürt Gerçeğinde Bilmediklerimiz