Video

Dava Kapıda.. ‘N’olacak Şimdi’

PKK terör örgütü davasında kim yargılandı.. Elebaşı Abdullah Öcalan ve bir tek o ceza aldı.

Bu ülkede PKK terör örgütü hiç yargılandı mı? Yok.

FETÖ terör örgütü yargılandı mı? Yok.

Peki bu örgütten yargılananlar neyin nesi? Onlar örgüt üyesi olmak, yardım ve yataklık etmek, örgüt propaganda yapmak gibi suçlardan yargılanıyor ama örgüt yargılanmıyor çünkü örgüt hakkında açılmış bir çatı dava yok.

Çatı dava ne demek?

Hatırlayın şimdi Türk Ordusuna kurulan kumpası ve açılan davayı. Ergenekon terör örgütü dediler, Silivri cezaevinde büyük bir mahkeme kurdular ve örgütle ilgili ne kadar iddia olunan suç ve suçlu varsa hepsini bir çuvala atıp Ergenekon Çatı Davası’da yargıladılar. Kimler yoktu ki bu çuvalın içinde; askerler, siviller, çeteler, aydınlar, gazeteciler, memurlar, işçiler aklınıza ne gelirse davayla ilişkilendirdiler. Üstelik işlendiği iddia edilen suç ve kişiler bırakın Türkiye’yi, dünyanın neresinde buldularsa alıp getirildiler ve bu davanın içine koydular. Daha ileri gitmeden sorayım, var mı PKK terör örgütü hakkında açılmış böyle bir dava? Yok.

Peki var mı FETÖ’ye karşı açılmış böyle bir dava? Yok.

İşte bir örgütü örtülemek demek bu demek; ayrı ayrı davalar açarsınız, teröristleri de işbirlikçilerini de ayrı ayrı açılmış davalarda yargılarsınız, böylece toplum kişileri görür ama örgütü bir bütün olarak görebilme imkanı bulamaz. İşte Selahattin Demirtaş, siz açılan davada sadece onu görebiliyorsunuz, HDP’yi görebiliyorsunuz ama PKK terör örgütünü göremiyorsunuz. İşte Kobani davası, bu dava içerisinde HDP’yi ve isnat edilen eylemlerini görebiliyorsunuz, ama örgüt yok! PKK örtülendiği için ne onun ne de bu siyasetin bu örgütle olan bağlarını görmenize imkan verilmiyor. Böylece nereye savrulduğunuzu da göremiyorsunuz.

Gelin buradan FETÖ’ye..

Var mı örgüt hakkında bir çatı dava? Yok. Peki kim yargılanıyor? Yargılananlar iki grup; ilki 15 Temmuz ihanetine kalkışan askerler, diğeri de siviller yani asker ayrı sivil ayrı yargılanıyor. İşin çarpık yanı, yargılanan askerlerin de sivillerin de mahkemeleri ayrı ayrı yerlerde görülüyor. Yahu bu ihanet, Türk Ordusuna sızdırılmış hainlerin işlediği suç, tek bir suç değil mi? Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs. Suç başlangıç ve bitiş noktası belli değil mi; Ankara. Türk Ceza Kanunu’na göre yetkili mahkeme belli değil mi; Ankara Ağır Ceza Mahkemesi. Öyleyse Ankara’da bir çatı dava açıp neden hepsini bir arada yargılamadınız?

İşte bir örgütü perdelemek böyle bir şey.

Bu önemli. Eğer ki siz Pkk terör örgütüne karşı başvurmadığınız bir yargılama yöntemine Türk Ordusuna karşı başvuruyorsanız, niyetiniz sözüm ona vesayet rejimini yıkmak değil, Türk Ordusunu etkisizleştirip kendi vesayet rejiminizi kurmak anlamına gelir bu. Öte yanda aynı konuyla paralel olarak, eğer ki siz dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı komploya düşürüp, 27 Nisan sözde darbe muhtırası üzerinden erken seçime gidip, seçimi de bu manipülasyon üzerinden kazanıyorsanız… Bu vesayet rejimini yıkmak değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal düzenini değiştirmeye kalkışmak olur, ki bunun adı sivil darbe olur, çok ağır bir suçtur.

Şimdi siz…

Elinizde güç ve kudret varken sırlarını yüklenip gitmeden önce Öcalan’ı yargılamaktan kaçınıyorsanız, hele ki tüm suç kanıtları elinizde olduğu halde bu örgüt hakkında bir çatı açarak bertaraf etme yoluna da gitmiyorsanız, siz Pkk’yı örtülüyorsunuz demektir, tıpkı Fetö’yü örtülediğiniz gibi. Tabi hal böyle olunca, perdeleri çekilmiş bir sahnenin arkasını nasıl görebilirsiniz ki?

Göremezsiniz. Göremeyince de bu iki örgüt üzerinden yapılan her türlü algı operasyonu ve manipülasyona açık hale düşürülürsünüz, ki şu anda halimiz budur. HDP kapatma davasının da hali budur. Tam de seçim sürecine girilirken açılır bir dava, bu dava üzerinden siyasete yön verilir ama siz farkına dahi varamazsınız. Başta söylediğim gibi çabamız, karanlıkları aydınlatabilmek, böylece toplumun, 2023 seçimlerinde nereden gelirse gelsin hiçbir manipülasyon ve algı operasyonunun hedefi haline düşürülmesine engel olabilmek.

Şahsen bu kararı daha 15 yıl öncesinde vermiştim. Türk Ordusunun bu siyaset eliyle sırtından hançerlendiğini gördüğümde, bu kumpası engelleyebilmek için gösterdiğim onca çabaya, ekranlarda dile getirdiğim onca suç duyurularına ve yaptığım onca yazılı başvuruya rağmen engel olamadım. Hala bunun acısı içerisindeyim. Söz verdim, sahip olduğum bilgi ve tecrübenin gücüyle, 2023 seçimlerine giden yolda olası her riski sizlere duyuracağıma söz verdim ve hala çabalıyorum.

HDP kapatılır ya da kapatılmaz onu bilemem, ta ki seçim tarihi kesinleşinceye bu konuda söylenecek her şey bir varsayımdan öteye geçmeyecektir. Bu aşama size net söyleyebilirim ki, bu dava üzerinden seçimler manipüle edilmeye kalkışılacaktır, işte bu kesin.

Bunları size neden anlatıyorum…

Bu siyaset seçimlere terörle mücadele algısı üzerinde gidiyor. Geçiyor halkın karşısına ‘ben terörü bitirdim, teröristi bitirdim, kalanlarını da bitireceğim, bunu yapabiliyorsam ekonomiyi de düzeltirim’ diyor ve kamuoyunu sözüm ona PKK ve FETÖ’ye karşı göstermiş olduğu büyük mücadele üzerinden etkilemeye çalışıyor.

İşte huzurlarınızdayım ve diyorum ki; bu doğru değil. Terör üzerinden siyaset yapılıyor, teröristle mücadele üzerinden siyasi çıkar sağlanmaya çalışılıyor. Ama bu noktada unutulan bir şey var; eğer ki bu millet evlatlarının canları üzerinden seçimlerin manipüle edilmek istendiğinden farkına varabilirse, sandıkta sorulacak olan hesap düşünülenin çok daha ötesinde ağır olacaktır.

Ben buna inanıyorum. Yaşayıp göreceğiz.

Erdal Sarızeybek

Araştırmacı Yazar

Başa dön tuşu