GüvenlikVideo

Türkiye.. ‘Esad Neden Eset’

Türkiye bir yanda Özgür Suriye Ordusu’na verdiği destek öte yanda ensar muhacir diyerek kapıları açtığı Milyonlarca sığınmacıyla ile Suriye Devletine karşı bir tutum izliyor.

Hatta Türkiye Esad’ı devirebilmek için hamleler yapıyor,.

Neden?

İsrail’in Ortadoğu’daki varlığı, ABD ve İngiltere’nin bölgedeki zengin enerji kaynaklarına ulaşabilmek arzusunun bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

Bu küresel güçler kendi çıkarlarını koruyabilmek adına ve İsrail eliyle bölgedeki zengin enerji kaynaklarının yanı başında -deyim yerindeyse- tünediler.

Yoksa tarihi tersine çevirip üç bin yıl önceki İsrailoğullarını Tanrı vaadi topraklara getirmek ya da Tanah’ta yazılı olduğu gibi Süleyman mabedini kurmak ve böylece yeni bir savaş başlatmak gibi kutsal inançlara dayalı tezler tek başına İsrail’in varlığını açıklayamaz.

Açıklayamaz çünkü…

En başta Ortadoğu üç bin yıl öncesi Ortadoğu değildir. Tanrı vaadi topraklarda yaşayanlar da antik çağların yerli kabileleri değildir. Rusya ve Çin gibi, bölgede yeni güç odakları var.

Dolayısıyla bu bölgede kışkırtılacak bir savaşın küresel bir savaşa dönüşmesi her zaman olasıdır. Ancak bir dünya savaşı hiç kimsenin işine gelmez. Yer yer çatışmalar yaşanabilir, yer yer savaşlar çıkabilir. Ama işin dünya savaşına kadar gitmesi oldukça zordur.

İsrail’e baktığımızda kurulduğu günden bugüne etrafındaki ülkelerle savaştığını görüyoruz. Hatırlayınız 1948, 67 ve 73 Arap-İsrail savaşları. Ve bakınız haritaya, neredeyse çevresinde savaşmadığı ülke kalmadı İsrail’in. 

Bugün işler özünde değişmemiş olsa da, işin seyri değişti. 91’de ABD’nin Irak işgali Ortadoğu’daki bu değişimin dönüm noktası oldu. 

O tarihe kadar doğrudan cephe savaşı veren İsrail artık mecbur kalmadıkça doğrudan savaşa girmiyor. Çünkü ‘Vur-kaç’ usulü yaptığı saldırılar dışında cephe savaşı İsrail’in işine gelmiyor.

Bunun üç ana nedeni var:

İlki, ABD ordusunun bölgedeki fiili varlığı.

İkincisi, olası bir cephe savaşının bir din savaşına dönüşme riski.

Son olarak da cephe savaşına girdiği takdirde İsrail’e karşı nükleer silah kullanılması riski. Kaldı ki -ne dinler arası savaş ne nükleer ne de üçüncü dünya harbi- işin böylesi büyütülmesine gerek bırakmıyor.

Çünkü Kurdukları terör örgütleri eliyle zaten vekalet savaşı çıkarabiliyorlar.  Böylece savaşı istedikleri alana, istedikleri süreye çekebiliyorlar. Ta ki hedefledikleri siyasi sonucu elde edinceye kadar.

Bugün hala bölgemizde savaş devam ediyorsa, Irak ve Suriye’de beklenen siyasi sonuçlara henüz ulaşılamadığı içindir.

Şu andaki siyasi hedefleri Suriye rejimi alaşağı edip İsrail yanlısı bir hükümet işbaşına getirilmek.  Böylece  İran’ın Lübnan Hizbullahı’yla olan bağını kesilmek.

Ardından İran’ı yalnız bırakmak. Yani birincil siyasi hedefleri Suriye’deki rejime dayanıyor.

Bu noktadan bakıldığında Irak-Şam İslam Devleti(IŞİD) adıyla bilinen terör örgütünün sadece bu hedefe ulaşabilmek için kurulmuş bir taşeron olduğu anlaşılabiliyor.

Bugün Türkiye’ye bakıldığında ise, sıcak gündemde İsrail’in bu siyasi hedefinin yer almadığı, ABD ile yapılan müzakereler ve güvenli bölge üzerine kilitlendiği görülüyor.

Oysaki güvenli bölge meselesi, İsrail açısından birinci önceliğe sahip değil. Çünkü Suriye’de yeni yönetim esaslarını belirleyecek olan anayasa eğer ki ABD ve Rusya arasında hedeflenen temeline koyulabilirse, kamuoyuna neredeyse ölümcül tehdit olarak algılatılan güvenli bölge meselesi kendiliğinden çözülecek.

Öyle ya Usta’nın 18 yıllık iktidarında Irak kuzeyindeki kamplarla sınırlı olan ve sayısı da üç beş bini geçmeyen PKK/PYD dedikleri bu yapı, nasıl oldu da kimse görmeden sınırları aştı?

Fırat’ın doğusuna yerleşti, toprağın, kaynakların ve insanların yönetimini nasıl ele geçirdi ve özerkliğini ilan etti?

İsrail’in siyasi hedefine giden süreç işliyor.

Suriye’de asıl iş yeni anayasaya kaldı.

Bu fiili durumu anayasal teminat ve ABD-Rusya’nın garantörlüğü altına almaya kaldı. Niye bu güvenli bölge konusu Türkiye’de ana gündem maddesi oluyor derseniz, yarın anayasa işiyle  işler rayına girdiğinde ve böylece Fırat’ın doğusunda uluslararası arenada tanınmış PKK/PYD özerk yönetimi karşımıza çıktığında şaşırmayalım, diye.

Küresel proje işliyor ve bu süreç örtüleniyor, hepsi bu.

Yani?

Esad’ı devirip yerine kendine eş bir rejim inşa etmek isteyen İsrail ama bu misyona uygun siyaset izleyen Türkiye, mesele bu.

Kitap:

Usta’nın Göremediği Siyasi Tuzak

Başa dön tuşu